26 Haziran 2014 Perşembe

2. Bölüm
Hadis-i Şeriflerde Hz. Mehdi (as)'ın özellikleri

HZ. MEHDİ (AS) MUHAKKAK ÇIKACAKTIR

MÜSLÜMANLAR ARASINDA HZ. MEHDİ (AS)'IN MÜJDELENMESİNİN ÖNEMİ

Peygamberimiz (sav), "Hz. Mehdi (as) ile müjdelenin" (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 12) buyurarak, Hz. Mehdi (as)'ın gelişini heyecan ve şevkle beklemenin, bu mübarek zat için hazırlık yapmanın önemine dikkat çekmiştir. Bir başka hadis-i şerifte ise iman edenlerin, Hz. Mehdi (as)'a olması gereken sevgi ve bağlılıkları şöyle ifade edilmiştir:
Sizden ona kim yetişirse, kar üzerinde sürünerek dahi olsa ona gelsin. Ona katılsın. Zira o, Hz. Mehdi (as)'dır. 
(İbn Mace, Fiten, B 34, H 4082; İbn Ebi Şeybe, c. VII, s. 527; Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 14)

HZ. MEHDİ (AS)'IN MUHAKKAK ÇIKACAK OLMASI

Eğer dünyadan bir gün bile kalsa, Allah, O (Hz. Mehdi (as)) idareyi ele alıncaya kadar o günü uzatırdı.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 10)
Eğer dünyadan bir gece bile kalsa, Allah onu uzatır ve Ehl-i Beytimden birisini (Hz. Mehdi (as)) melik kılardı.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 10)

Ümmetim arasında Hz. Mehdi (as) gelecektir... Ümmetim onun zamanında iyi ve kötünün, benzeriyle nimetlenmediği bir nimetle nimetlenecek, sema üzerlerine bol yağmur yağdıracak, arz nebatından hiçbir şey saklamayacaktır.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 9)

Dünyadan bir gece bile kalsa, Allah o geceyi uzatır ve Ehl-i Beytimden birisi (Hz. Mehdi (as)) gelerek dünyaya hakim olurdu. Onun adı adıma, babasının adı babamın adına uyar. Daha önce yeryüzü nasıl zulümle dolduysa, o, onu adaletle dolduracaktır.
(Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 11)

HZ. MEHDİ (AS), HİCRİ 1400 (MİLADİ 1980) YILINDA TEBLİĞ HİZMETİNE BAŞLAYACAKTIR

İNSANLAR 1400 SENESİNDE HZ. MEHDİ (AS)'IN  YANINDA TOPLANACAKLARDIR.(Risaletül Huruc-ül Hz. Mehdi, s. 108)
Hz. Mehdi (as)'ın İstanbul'da faaliyete başladığı ve çevresinde insanların ilk toplanmaya başladığı yılın Hicri 1400 olacağı bu hadiste açıkça belirtilmiştir. Bir diğer hadiste ise Hz. Mehdi (as)'ın Hicri 1400'de görev yapacağı şu şekilde anlatılmaktadır.
"İSTİKBAL-İ DÜNYEVİYEDE (dünyanın geleceğinde) 1400 SENE SONRA GELECEK BİR HAKİKATİ (Hz. Mehdi (as)'ın gelişini)ASIRLARINDA KARİB (yakın) ZANNETMİŞLER." (Sözler, s. 318)
Ayrıca Hz. Mehdi (as)'ın tebliğ çalışmalarına Hicri 1400'de başlayacağını Bediüzzaman da şu sözlerle belirtmiştir:
HİCRET'TEN 1400 SENE SONRAKİ AKİDLERDEN İKİ VEYA ÜÇ AKİD SAY (Bir akid on senedir). O VAKİT MEHDİ EMİN ÇIKAR. 
(Esme-l Mesalik Lieyyam-il Mehdîyy-il Meliki Li Küll-id Dünya Biemrillah-il Malik, Kelde bin Zeyd 216)

VELAYET HZ. MEHDİ (AS) İLE SON BULACAKTIR

Muhyiddin İbnü'l-Arabi –kuddise sırruh- Hazretleri, Hakim et-Tirmizi –kuddise sırruh- Hazretleri'nin "Hatmü'l-evliya"dasorduğu soruları cevaplandırmak için yazdığı "el-Cevabü'l-Müstakim" isimli eserinde şöyle buyurmuştur:

"(Hz. Mehdi (as)), ... Mülkün dönemi onunla biter ve velayet onunla hatme erer..."
(El-Cevabü'l-Müstakim amma Seele anhü et-Türmizi el-Hakim, Bayezid, no: 3750, 242b yaprağı)

HZ. MEHDİ (AS)'IN DOĞUMU VE SOYU

HZ. MEHDİ (AS) PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN SOYUNDANDIR

Kıyametin kopması için zamanda sadece bir günden başka vakit kalmamış da olsa Allah (cc) benim Ehl-i Beytimden (soyumdan) bir zatı (Hz. Mehdi (as)'ı) gönderecek.
(Sünen-i Ebu Davud, 5/92)
Benim Ehl-i Beytimden bir şahıs (Hz. Mehdi (as)) bütün dünyaya hakim oluncaya kadar günler ve geceler gitmez.
(En-Necmu's Sakıb, Ukayli)
Hz. Mehdi (as), kızım Fatıma'nın neslindendir.
(Sünen-i İbn Mace, 10/348)
Hz. Mehdi (as) ile müjdelenin. O Kureyş'ten ve Ehl-i Beytimden bir kişidir.
(Kitab-ul Burhan Fi Alamet-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 13)
Hz. Mehdi (as), benim çocuklarımdan birisidir. Yüzü gökyüzünde parlayan yıldız gibidir. 
(Ali b. Sultan Muhammed el-Kari el-Hanefi'nin "Risaletül Meşreb elverdi fi mezhebil Mehdi")
Bütün peygamberler birbirinin soyundandır. Hz. Mehdi (as) da hadislerin belirttiğine göre bu soydan gelmektedir. Halk arasında bu soydan gelenlere "seyyid" denmektedir. Hz. Mehdi (as) da seyyid olacaktır.
Allah, Kuran'da birbirlerinin soyundan gelen elçilerden bahsetmektedir. Bu ayetler Hz. Mehdi (as)'ın da aynı soydan geleceğine işaret etmektedir.
Gerçek şu ki, Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini alemler üzerine seçti; Onlar birbirlerinden (türeme tek) bir zürriyettir. Allah işitendir, bilendir. (Al-i İmran Suresi, 33-34)
"Rabbimiz, ikimizi sana teslim olmuş (Müslümanlar) kıl ve soyumuzdan sana teslim olmuş (Müslüman) bir ümmet (ver). Bize ibadet yöntemlerini (yer veya ilkelerini) göster ve tevbemizi kabul et. Şüphesiz, Sen tevbeleri kabul eden ve esirgeyensin." (Bakara Suresi, 128)
Babalarından, soylarından ve kardeşlerinden, kimini (bunlara kattık); onları da seçtik ve dosdoğru yola yöneltip-ilettik. (Enam Suresi, 87)

HZ. MEHDİ (AS)'IN TANITICI BİR ÖZELLİĞİ DE, HZ. HASAN'IN SOYUNDAN GELMESİDİR

"HZ. MEHDİ (AS), FATİMA'NIN EVLATLARINDANDIR VE HASAN'IN SOYUNDANDIR." (Ebu Davud, Hz. Mehdi (as), 1)
Abdül Gafir Farisi Mecma-il Garaib kitabında ve İbni Cevzi Fi'l Garibil Hadis'de ve İbnül Esir'de Nihaye'de tahric ettiler, Hz. Ali hadisi hakkında dediler ki: "HZ. MEHDİ (AS), HZ. HASAN'IN SOYUNDANDIR."(Ali Bin Hüsamettin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler - Ahir Zaman Mehdi'sinin Alametleri, s. 22)
Tamman, Fevaid isimli eserinde ve İbni Asakir, Abdullah b. Amr'dan tahric ettiler. Buyurdu ki: "HASAN'IN EVLADINDAN BİRİSİ (HZ. MEHDİ (AS)) doğu tarafından çıkacak, eğer O'na dağlar bile karşı gelse, onları ezecek, ve kendisine o dağlarda yollar edinecektir." (Ali Bin Hüsamettin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler - Ahir Zaman Mehdi'sinin Alametleri, s. 22)
Hz. Ali'den bize ulaşan bir başka hadise göre, bir gün o, oğlu Hz. Hasan'a bakmış ve: "Nebi SallAllahu Aleyhi Vesellem'in isimlendirdiği gibi, mutlaka benim bu oğlum Seyyiddir (Beyefendi, Halim Selim, zarif ve centilmendir.) Yakında ONUN (HZ. HASAN'IN) SOYUNDAN, Nebinizin (sav) adıyla adlandırılan bir kimse (HZ. MEHDİ (AS)) çıkacak, ahlakında ona (Hz. Peygamber (sav)'e) benzeyecek, ama yaratılışında (beden ve cisim özelliklerinde) ona benzemeyecektir" buyurmuştur. (Tac V, 363)

HZ. MEHDİ (AS)'IN DOĞUMU EVDE OLACAKTIR

İmam Zeyn-ul Abidin aleyhi's-selâm şöyle buyurmuştur: "Bizim Kaim'imiz (Hz. Mehdi (as)) ile Allah'ın resulleri arasında bir takım benzerlikler vardır. Nuh, İbrahim, Musa, İsa, Eyyub ve Muhammed sallâ'llâhu aleyhi ve alih peygamberlerin her biri ile bir benzerliği vardır. Nuh ile uzun ömürlü olmasında, İBRAHİM İLE,DOĞUMUNUN GİZLİ OLMASI (DOĞUMUNUN EVDE OLMASINDA) ve halktan uzak durmasında..." (Kemal'ud-Din s.322, 31. babin 3. hadis)
Hz. Ali b. Hüseyin Zeynel Abidin (as)  şöyle buyurur: "KÂİM'İMİZİN (HZ. MEHDİ (AS)'IN) DOĞUMU İNSANLARA GİZLİ KALACAKTIR..." (Bihar-ül Envar, c.51, s. 135)

HZ. MEHDİ (AS) BÜYÜK BİR ŞEHİRDE DOĞACAK VE SONRASINDA İSTANBUL'A GELECEKTİR

Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Hz. Mehdi (as), Medine'den (büyük şehirden) çıkacak ve Mekke'ye gelecek. İnsanlar onu, kendi aralarından (tanıyıp) ortaya çıkaracaklar ve o, istemediği halde Rükun ile Makam arasında ona biat edecekler." (Mer'iy b. Yusuf b. Ebi bekir b. Ahmet b. Yusuf el-Makdi'si "Feraidu Fevaidi'l Fikr Fi'l İmam El-Mehdi El-Muntazar)
Ayrıca Risaletül huruc ül Mehdi, adlı eserin 69. sayfasında Hz. Mehdi (as)'ın "Kara köyünden çıkacağı" ifade edilmiştir. (Mustafa Reşit Filizi, Risaletül huruc ül. Mehdi, s. 69)
Peygamberimiz (sav)'den rivayet edilen hadislerde medine kelimesi kapalı bir üslup içinde kullanılmıştır. Yani Peygamberimiz (sav) medine kelimesini farklı farklı anlamlarıyla kullanmıştır. İslam aleminde ise çok fazla büyük şehir yani medine vardır. Bu nedenle söz konusu hadislerde geçen medine kelimesinin hangi anlamı taşıdığını ancak konuyla ilgili diğer rivayetleri inceleyerek anlamak mümkündür.
Örneğin yukarıda yer verdiğimiz hadiste Peygamberimiz (sav), Hz. Mehdi (as)'ın medineden çıkacağını bildirmekte yine başka bir hadiste de Hz. Mehdi (as)'ınKara köyünden çıkacağını ifade etmektedir. İmam Kurtubi'nin Tezkire'sinde ise Hz. Mehdi (as)'ın, İslam ülkelerinin batı tarafından çıkacağı ifade edilmiştir. Bu ifade, Hz. Mehdi (as)'ın doğduğu büyük şehrin İslam ülkelerinin batı tarafında yer alan büyük bir şehir olduğunu göstermektedir.
Başka bir hadiste ise Peygamberimiz (sav), karşısındaki kişiye Hz. Mehdi (as)'ın medineyi yani büyük bir şehri manen fethedeceğini söylemektedir. Rivayette Peygamberimiz (sav)'in karşısındaki kişi, çok fazla medine (yani büyük şehir) olduğundan Hz. Mehdi (as)'ın hangi medineyi yani hangi şehri manen fethedeceği konusunda şüpheye düşmüştür. Bu nedenle Peygamberimiz (sav)'e bu medinenin (büyük şehrin) hangisi olduğunu sormuştur.
Peygamberimiz (sav) de cevap olarak bu medinenin (yani şehrin) İstanbul olduğunu söylemiştir.
Hz. İbni Amr'dan rivayet edilmiştir. Resulullah (sav) buyurdu ki:
Ey Ummet! Altı şey vardır ki, onlar olmadan kıyamet kopmaz... Altıncısı da medinenin fethi.
Denildi ki: Hangi medine? Buyurdu ki: Kostantiniyye. (İstanbul)
(Bu İstanbul'un Hz. Mehdi (as) tarafından yapılacak manevi fethidir.) (Kıyamet Alametleri, s. 204  Ramuz EI Ehadis 1/296)
Demek ki bu hadiste medine kelimesi Peygamberimiz (sav) tarafından büyük bir şehir olan İstanbul'u ifade etmek amacıyla büyük şehir manasında kullanılmıştır. Yine başka hadis-i şeriflerde Hz. Mehdi (as)'ın, içinde Peygamberimiz (sav)'in sancak-ı şerifinin de bulunduğu kutsal emanetlerin olduğu yerden çıkacağı bildirilmiştir. Peygamberimiz (sav)'in sancağı ve diğer emanetleri şu an İstanbul Topkapı Sarayı'nda özel bir bölümde muhafaza edilmektedirler.
Abdullah b. Şurefe'den rivayet edildi ki: Hz. Mehdi (as)'ın beraberinde süslenmiş bir halde Peygamberimiz (sav)'in bayrağı olacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiy-il Ahir Zaman, s. 65)
(Hz. Mehdi (as)) Peygamber (sav)'in softan bayrağı ile çıkacaktır. O bayrak dört köşeli olup, dikişsizdir ve rengi de siyahtır. Onda bir hicr (hale) bulunur. O Resulullah (sav)'in vefatından beri açılmamış olup Hz. Mehdi (as) çıkınca açılacaktır. (Kitab-ül Burhan Fi Alamet-il Mehdiy-il Ahir Zaman, s. 23)
Alametlere gelince; (Hz. Mehdi (as)'ın) beraberinde Allah Resulünün (sav) gömleği, kılıcı, sancağı bulunacaktır. O sancak ki Peygamberin (sav) vefatından bugüne kadar hiç açılmamıştır. Hz. Mehdi (as)'ın zuhuruna kadar da açılmayacaktır. (Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s. 164)
Yukarıdaki hadislerden, Peygamberimiz (sav)'in kutsal emanetlerinin Hz. Mehdi (as)'ın bulunduğu yerde olduğu ve ancak onun zuhuruyla açılacağı anlaşılmaktadır. Kutsal emanetler İstanbul'da olduğuna göre Hz. Mehdi (as)'ın de İstanbul'da olacağı son derece açıktır.
Ancak diğer yandan, Hz. Mehdi (as)'ın doğduğu ve İslam aleminin batısında kalan şehir ile fethedeceği şehrin ayrı medineler yani ayrı şehirler olduğunu da yine rivayet edilen hadislere bakarak anlamamız mümkündür.
Örneğin Hz. Mehdi (as)'ın fethedeceği medinenin yani İstanbul şehrinin, denizde kuru bir yol açılarak geçilen yani köprü sisteminin kullanıldığı bir şehir olduğu hadisteki anlatımdan anlaşılmaktadır.
Konstantiniyye'nin fethi sırasında sabah namazı için abdest alırken bir bayrak dikecek.Deniz ikiye ayrılarak su kendiliğinden uzaklaşacak ve açılan yolu takip eden Hz. Mehdi karşı kıyıya geçecektir. Sonra bir bayrak daha dikecek ve diyecek ki: Ey insanlar, ibret alınız. Deniz Beni İsrail' e nasıl yol verdiyse bize de öyle yol verdi. Ondan sonra hepsi tekrar tekrar tekbir getirecek ve 12 tekbir ile şehrin 12 burcu da düşecektir. (El-Kavl-ül Muhtasar fi Alametil Mehdiyyül Muntazır, s. 57)
Ayrıca hadiste Hz. Mehdi (as)'ın bu şehirde sancağı dikeceği de bildirilerek şehrin Peygamberimiz (sav)'in sancak-ı şerifinin bulunduğu İstanbul olduğu açıkça anlaşılmaktadır.

HZ. MEHDİ (AS) KAFKASYA'DAN GELECEKTİR

Seyyid Ahmed Hüsameddin (ra) İstihraçname'sinde Hz. Mehdi (as)'ın doğuş yeriyle ilgili şöyle bir not düşmüştür:
Müslümanlardan bir zat (Hz. Mehdi (as)) gelecek, bu zatın şerefi KAFKASYA'NIN EN ULUDAĞINDAN etrafa Güneş'in şuaı (ışık hüzmeleri gibi) gibi şulenisar olacaktır (etrafa ışıltılar saçacaktır). (Osman Yüksel Serdengeçti, Mabedsiz Şehir, Serdengeçti Neşriyatı: VI, s. 107)

HZ. MEHDİ (AS)'IN AZ KARDEŞİ OLACAKTIR

"Kardeşi az olandır... " (Risalet ül Mehdi s. 161)

HZ. MEHDİ (AS) BEKAR OLACAKTIR

Mes'ûdî şöyle nakletmektedir: "Ali b. Hazma, İbn-i Sirâc ve İbn-i Ebi Said, bir ara İmam Rıza'nın (as) huzuruna vardıklarında Ali B. Hazma İmam'a şöyle arzetti: "Ey Resulullah'ın oğlu, biz, siz (Ehli Beyt imamların)dan şöyle nakletmişiz ki; HER İMAM ÖLMEDEN ÖNCE MUTLAKA EVLADINI GÖRÜR. (Acaba bu doğru mudur?) İmam (as) cevabında şöyle buyurdu: "Şunu da hadise eklediniz mi "KÂİM (HZ. MEHDİ (AS)) HARİÇ?" (İsbât-ül Vasiye (Mes'udî), s. 201)

HZ. MEHDİ (AS)'IN İSMİ

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. Mehdi (as)'ın isminin Peygamberimiz (sav)'in ismine, Hz. Mehdi (as)'ın babasının adının da Peygamberimiz (sav)'in babasının adına uygun olacağı belirtilmiştir.
Ebu Davud ile Tirmizi'nin İbni Mesut (ra)'dan nakil ettiklerine göre, Allah'ın Resulü (sav) şöyle buyurmuştur:
"Onun (Hz. Mehdi (as)'ın) ismi ismime, babasının ismi de babamın ismine muvafık olacaktır..."(Muhammed B. Resul Al-Hüseyni El Berzenci, Kıyamet Alametleri, s.159-160)
Ebu Hureyre (ra)'dan rivayete göre, Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur:
"Dünya hayatından sadece bir gün kalmış olsa bile, benim Ehl-i Beyt'imden ismi ismime uygun olan bir zat (Hz. Mehdi (as))gelinceye kadar Allah o günü muhakkak uzatır." (Ahmed b. Hanbel "Müsned" inde tahric etmiştir.)
Abdullah b. Ömer (ra)'dan rivayete göre;
Resulullah (sav) şöyle buyurmuştur: "Benim Ehl-i Beyt'imden ismi, ismime uygun olan bir zat (Hz. Mehdi (as)) bütün Araplar üzerine hakimiyet kuruncuya kadar dünya (yok olup) gitmez."
Başka bir rivayete göre, şöyle buyurmuştur:
"Dünya hayatından sadece bir gün kalmış olsa bile, benim Ehl-i Beyt'imden ismi ismime uygun olan bir zat (Hz. Mehdi (as)'ı)gönderinceye kadar Allah o günü muhakkak uzatır. O, daha önce zulüm ve eziyet ile doldurulmuş olan dünyayı hak ve adaletle dolduracaktır." (Tirmizi, Ebu Davud, Nesai, Beyhaki ve Ebu Amr Ed-Dâni tahric etmişlerdir.)
Yine Abdullah b. Ömer (ra)'dan başka bir rivayete göre şöyle buyurmuştur:
"Benim Ehl-i Beyt'imden ismi ismime uygun olan bir zat (Hz. Mehdi (as)) (yeryüzünde) hakimiyet kuruncuya kadar dünya (yok olup) gitmez. O, daha önce zulum ve eziyet ile doldurulmuş olan dünyayı hak ve adaletle dolduracaktır." (Ebu'l Kasım Taberâni "El- Mu'cemu's-sagir" eserinde tahric etmiştir. Ayrıca, Tirmizi " El-Cami" eserinde ve Ebu Davud da "Sünen" adlı eserinde yaklaşık olarak aynı manaya gelen fakat bazı lafızların yerleri değişik şekilde tahric etmişlerdir.)
Hadislerde özellikle dikkat çekilen, bu isimlerin birbirlerine "uygun" düşecek olmasıdır. Yani Hz. Mehdi (as)  doğrudan "Ahmed ya da Muhammed" babası da "Abdullah" ismiyle beklenmemelidir. (Doğrusunu Allah bilir)
Ahmet Muhammed Hz. Mehdi (as) ismi Allah'ın ahir zamanda gelecek Hz. Mehdi (as)'a verdiği isimdir. Yani doğumundan ismi "Ahmet Muhammed Mehdi" olmayacaktır. Bu Allah tarafından ona verilen isimdir. Zaten Peygamberimiz (sav) de hadislerinde "Adı adıma uygun düşer" demektedir, "aynısıdır" dememektedir. Aynı şekilde "Babasının adı da benim babamın adına uygun düşer" demektedir. Burada bir işaret, bir sır vardır.
Ayrıca bu konuda şunu da düşünmek gerekir. Eğer bir insanın ailesi çocuklarının Hz. Mehdi (as) olmasını istemiyorsa, ona başka bir isim koyarak, sözde onun Hz. Mehdi (as) olmasını engellemiş olacaktır. Aynı şekilde çocuğunun adını "Ahmed Muhammed" koyarsa da, bir yönüyle sözde eğer olursa çocuğunun Hz. Mehdi (as) olmasını garantilemiş olacaktır. Böyle bir mantığın geçerli olmayacağı çok açıktır. Allah dilediği kişiyi kaderde seçmiş ve onu, "Ahmet Muhammed Mehdi" olarak adlandırmıştır. Bir kimsenin doğuştan bu isimle adlandırılması ya da adlandırılmaması bu durumu engelleyemeyecektir.

PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN SOY ŞECERESİ

ADNAN'ın iki oğlu olmuştur. Onlar: MAAD ve Âk'tır. MAAD'ın dört oğlu vardır:
NİZAR, Kudâa, Kunus ve İyâd. NİZAR'ın da üç oğlu olmuştur. İsimleri:
MUDAR, Rabia ve Enmâr'dır. MUDAR'ın iki oğlu vardır. Bunlar:
İLYAS ve Aylân'dır. İLYAS'ın üç oğlu dünyaya gelmiştir. İsimleri:
MÜDRİKE, Tabîha ve Kamaa'dır. MÜDRİKE'nin iki oğlu olmuştur. Adları:
HUZEYME ve Hüzeyl'dir. HÜZEYME'nin de dört oğlu olmuştur: Onlar:
KİNANE, Esed, Esede ve Hûn'dur. KİNANE isimli dedesinin dört oğlu vardır:
NADR, Mâlik, Abdi Menâf ve Milkân. NADR'ın iki oğlu olmuştur. İsimleri:
MÂLİK ve Yahlud'tur. MÂLİK'in tek oğlu vardır. O da FİHR'dir. Bu zâtın dört oğlu dünyaya gelmiştir. İsimleri:
GÂLİB, Muhârib, Hâris ve Esed'tir. GÂLİB'in iki oğlu olmuştur. Onlar:
LÜEYY ve Teym'dir. LÜEYY'in dört oğlu bulunmaktadır. Adları:
KA'B, Âmir, Sâme ve Avf'tır. KA'B'ın da üç oğlu dünyaya gelmiştir. Onlar:
MÜRRE, Adiy, Husayn'dır. MÜRRE'nin üç oğlu bulunmaktadır. İsimleri:
KİLÂB, Teym ve Yakaza'dır. KİLÂB'ın da iki oğlu vardır:
KUSAY, Zühre: KUSAY'ın dört oğlu iki kızı vardır. İsimleri:
ABDİ MENÂF, Abdüddâr, Abdüluzzâ, Abdi Kusay. Kızları: Tahmür, Berre'dir. ABDİ MENÂF'ın dört oğlu dünyaya gelmiştir. Adları:
HÂŞİM, Abdüşşems, Muttalib ve Nevfel'dir. HÂŞİM'in dört oğlu ve beş tane kızı vardır. İsimleri:
ABDÜLMUTTALİB (ŞEYBE), Esed, Ebû Sayfî. Kızları: Şifâ, Hâlide, Zaife, Rukayye ve Hayye'dir. Peygamberimizin dedesi Abdül-Muttalib'in on oğlu ve altı kızı bulunmaktadır. Bu çocukların hepsi bir anneden olmadığı için onları annelerine göre sıralandırmak istiyoruz:
ABDULLAH, Ebû Tâlib, Zübeyr; Ümmü Hakim Beyzâ, Atika, Ervâ, Berre. Bunların anneleri Fâtıma'dır. Abbâs, Dırâr. Bu iki oğlunun annesi Nüteyle'dir. Hamza, Mukavvim, Hacı adlı oğulları ile Safiyye adındaki kızlarının annesi ise Hâle'dir. Hâris adındaki oğlunun annesi Semrâ'dır. Ebû Leheb (Abdüluzza). Bunun annesi Lübni'dir.
Hz. Âmine'nin annesi Berre, onun annesi ise Ümmü Habib'tiba tarafına gelince, Hz. Âmine'nin babası Vehb, onun babası Abdi Menâf, onun babası da Zühre'dir. Hz. Abdullah'ın baba şeceresi açıklanmış bulunmaktadır. Annesi Fâtıma, onun vâlidesi Sahre, onun annesi Tahmür'dür. Her ikisinin soyu KİLAB'da birleşmektedir.

HZ. ALİ, KASİDE-İ ERCÜZE'DE PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN ADININ ADNAN OLDUĞUNU BİLDİRMEKTEDİR

 (Bir olay üzerine Hz. Ali'ye Ebu Turab künyesini veren Hazreti Peygamberimiz (sav)'e, Hz. Ali "Hadi olan Mustafa Adnan Peygamberi" diye hitap ettiği anlatılmaktadır.)
Bundan dolayı iki isim sahibi oldum. Bir de künye ki daha önce hiç duymamıştım. Ebu Turab ki bana bu künyeyi vermişti: Hâdî olan Mustafa (asm) Adnan peygamberi...

HZ. MEHDİ (AS)'IN İSİMLERİ

EL MEHDİ: Hidayet Olunmuş, Hidayete Ermiş
EL HÂDİ: Hidayete Sevk eden, Doğru Yola Ulaştıran
EL KAİM: Hak İçin Kıyam Eden, Ayakta Duran
EL HÜCCET: Reddi Mümkün Olmayan Kesin Delil
EL MUNTAZAR: Herkes Tarafından Beklenen
MEHDİ-Yİ MUNTAZAR: Beklenen Mehdi
İMAM-I MUNTAZAR: Beklenen İmam (manevi lider)
HALEF-İ SALİH: Allah Evliyalarının Liyakatli Halifesi (manevi lideri)
MANSUR: Allah Tarafından Yardım Edilen
SAHİBİ'L-EMR: İlahi Adaleti Uygulamakla Sorumlu Olan
SAHİBÜ'Z-ZAMAN: Zamanın Sahibi
VELİYİ ASR: Asrın Velisi, Zamanın Tek Hakimi, Zamanın Tek Rehberi
MEHDİ-Yİ MEV'UD: Vadedilmiş Mehdi
İMAM-I ASR: Asrın İmamı (manevi lideri)
SAHİB'ÜD DAR: Yurdun Sahibi (manevi sahibi)
BAKİYYETULLAH: Allah'ın Yeryüzünde Geriye Kalan Tek Hücceti ve Son İlahi Manevi Lideri
KÂİM-İ AL-İ MUHAMMED (AS): Peygamberimiz (sav)'in Soyundan gelen, Kıyam Edecek Olan Mehdi
EL HATİM: Hatmeden, Sona Erdiren
NAHİYETÜ'L-MUKADDESE: Kutlanmış Yön, En Yüce ve Kudsi
Abdulmelik İsami (1111). Mekke'de ikamet eden tanınmış tarihçilerdendir. O, "Sımt-ul Nucum-il Avali" diye bilinen dört ciltlik tarih kitabında şöyle yazıyor: "Hz. Mehdi (as)'ın lakapları ise HÜCCET, HALEF-İ SALİH, KÂİM, MUNTAZAR, SAHİB-ÜZ ZAMAN VE HEPSİNDEN DAHA MEŞHUR OLAN İSE MEHDİ'DİR..." (Sımt-ul Nucum-il Avali, c. 4, s. 138)
Mahmud b. Vahib Kızoğlu Bağdadi-i Hanefi: "Cevheret-ul Kelam" adlı kitapta şöyle yazar: "... Hz. Mehdi (as)'ın LAKAPLARI İSE MEHDİ, KÂİM, MUNTAZAR, SAHİB-ÜZ ZAMAN, HÜCCET'TİR..." (Cevheret-ul Kelam, s. 157)
Abdurrahman-i Sufi. Farsça olan "Mirat-ul Esrar" kitabının yazarıdır. "Tuhfet-u İsna Aşeriyye" kitabının yazarı Abdulaziz Dehlevi'nin babası Şah Veliyullah Dehlevi, "el-İntibah fi Selasil-i Evliyaullah ve Esanid-i Varisi Resulullah sallâ'llâhu aleyhi ve alih" adlı kitapta ondan naklederek, İmam-ı Zaman (Hz. Mehdi (as)) hakkında şöyle yazıyor: ... (HZ. MEHDİ (AS)'IN) LAKAPLARI İSE MEHDİ, HÜCCET, KÂİM, MUNTAZAR, SAHİB-ÜZ ZAMAN'DIR.
Ömer b. Zahir rivayet ediyor:
"Birisi, İmam Cafer Sadık'a; "Kaim'e (Hz. Mehdi (as)'a), Emirel-müminin, diye selam gönderebilir miyiz", diye sordu. İmam buyurdu; "Hayır..." Adam sordu: "PEKİ ONU (HZ. MEHDİ (A.)'A) NE DİYE SELAMLAYAYIM?" HAZRETLERİ: "SELAM OLSUN SANA EY BAKİYETULLAH DİYEREK" BUYURDU.

HZ. MEHDİ (AS)'A PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN HİTAPLARI

Hz. Mehdi (as) Cennetin tavuskuşu (süsü) dur. (Bihar-ül Envar, Cilt 51, Sayfa:105)
"Kıyamet yaklaştığı zaman ve müminlerin kalbi; ölüm, açlık, fitneler, sünnetlerin kaybolması, bid'atlerin ortaya çıkması, emri bil maruf ve nehyi anıl münker (iyiliği emredip kötülükten menetme) imkanlarının kaybolması gibi sebeplerle zayıfladığı zaman benim evlatlarımdan Hz. Mehdi (as) ile Cenab-ı Hak sünnetleri ihya eder. Onun adalet ve bereketi ile müminlerin kalbi ferahlar, Acem (Arap olmayan) ve Arap milletleri arasında ülfet ve muhabbet yerleşir." (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman, s. 66)
Hz. İmam Hüseyin (as)'ın şöyle buyurduğu rivayet olunmuştur: "Hz. Mehdi (as) kıyam ettiğinde halk onu tanımayacaktır. Zira O (HZ. MEHDİ (AS)) HALKA GÜZEL SİMALI BİRİ OLARAK GELECEKTİR... " (Ikd-üd Dürer, s. 41)
"MAVERAÜNNEHİR'DEN BİR ZAT (HZ. MEHDİ (AS)) ÇIKAR, ONA EL-HÂRİS (ARSLAN) DENİR. Onun askerlerinin kumandanı olan bir adam vardır ki ona da Mansur denilir. O El-Haris, tıpkı Kureyş'in Resulullah (sav)'a zemin hazırladığı gibi o da Al-i Muhammed'e zemin hazırlar veyâ onları yerleştirir (ravi şek etmiştir). Her mümine, ona yardım etmek veya davetine icabet etmek (ravi şek etmiştir) vaciptir". (Ebu Davud, Mehdi 1, (2452)), Ravi: Hz. Hilal İbnu Amr (r.a.), (Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseynî, c. 5, s. 617), (Sünen-i  Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/410)

HZ. MEHDİ (AS)'IN BİR İSMİ DE "ARSLAN"DIR

MAVERAÜNNEHİR'DEN BİR ŞAHIS (HZ. MEHDİ (AS)) ÇIKAR, ONA EL-HÂRİS (ARSLAN) DENİR. Onun askerlerinin kumandanı olan bir adam vardır ki ona da Mansur denilir. O El-Haris, tıpkı Kureyş'in Resulullah (sav)'e zemin hazırladığı gibi o da Al-i Muhammed'e zemin hazırlar veyâ onları yerleştirir (ravi şek etmiştir). Her mümine, ona yardım etmek veya davetine icabet etmek (ravi şek etmiştir) vaciptir". (Ebu Davud, Mehdi 1, (2452)) Ravi: Hz. Hilal İbnu Amr (ra) (Et-Tac, Ali Nâsıf el-Hüseynî, c. 5, s. 617) (Sünen-i  Ebu Davud Terceme ve Şerhi, Şamil Yayınevi: 14/410)
* Haris aslan demektir.

Numani'nin Gaybeti: "Ey inananların Efendisi, bize senin Hz. Mehdi (as)'ın hakkında haber ver." İnananların Efendisi dedi ki: "... HZ. MEHDİ (AS) HAZIRLIKLI, ETKİ ALANI GENİŞ, MUZAFFER BİR ARSLANDIR... " (Kitab-ül Gaybet, [Bihar-ul Envar, cilt 51], Ansariyan Yayıncılık, Derleyen: Muhammed Bakır el-Meclisi, İran-Kum, 2003, s. 184)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder