25 Haziran 2014 Çarşamba


46- Bediüzzaman 'Mehdi' değildir, çünkü Bediüzzaman"HZ.MEHDİ (AS)'IN, 'VELİLERİN, ALİMLERİN VE KAMİL İMAN SAHİPLERİNİN BAŞINA GEÇECEĞİNİ' BİLDİRMİŞTİR. ANCAK BEDİÜZZAMAN HAYATTAYKEN BÖYLE BİR DURUM OLUŞMAMIŞTIR."
Âhir Zaman'da, dinsizliğin iki cereyanı (akımı) kuvvet bulacak:

Birisi: Nifak perdesi altında (inkarcı olduğu halde Müslüman gibi görünerek) Risalet-i Ahmediyeyi (a.s.m.) (Peygamberimiz (sav)'in elçiliğini ve yolunu) inkâr edecekSüfyan namında (adında) müthiş bir şahıs, ehl-i nifakın (münafık karakterli kimselerin) başına geçecek, Şeriat-ı İslâmiyenin (İslam dininin) tahribine (yıkılmasına) çalışacaktır.Ona karşı, ÂL-İ BEYT-İ NEBEVÎNİN SİLSİLE-İ NURANÎSİNE(Peygamberimiz (sav)'in nurani soyuna) BAĞLANAN EHL-İ VELÂYET (velilerin) VE EHL-İ KEMÂLİN (kamil iman sahiplerinin) BAŞINA GEÇECEK, ÂL-İ BEYTTEN (Peygamberimiz (sav)'in soyundan) MUHAMMED MEHDÎ İSMİNDE BİR ZÂT-I NURANΠ(nurlu bir şahıs), O SÜFYANIN ŞAHS-I MÂNEVÎSİ OLAN CEREYAN-I MÜNAFIKANEYİ (münafıklık akımını) ÖLDÜRÜP (fikren yok edip) DAĞITACAKTIR.(Mektubat, On Beşinci Mektup, s. 53)

Bediüzzaman burada kullandığı, "AL-İ BEYT'TEN" sözleriyle, bir kez daha Hz. Mehdi (as)'ın "PEYGAMBERİMİZ (SAV)'İN NURANİ SOYUNDAN GELEN BİR ŞAHIS OLDUĞUNU" belirtmiştir.

"EHL-İ VELAYET (VELİLERİN) VE EHL-İ KEMALİN (KAMİL İMAN SAHİPLERİNİN) BAŞINA GEÇECEK" sözleriyle ise, Hz. Mehdi (as)'ın, ortaya çıktığında, alimlerin liderliğini üstleneceğini haber vermektedir. Hz. Mehdi (as), Allah'ın pek çok ilim ve hikmetle nimetlendirdiği, çok üstün ahlaklı mübarek bir şahıstır. Hz. Mehdi (as)'ın ahlakının ve imanının üstünlüğü pek çok hadiste detaylı olarak tarif edilmiştir. Hz. Mehdi (as) geldiğinde, hem devrinin müceddidi (her yüzyıl başında dini hakikatleri devrin ihtiyacına göre ders vermek üzere gönderilen büyük İslam alimi, yenileyici) hem de müçtehidi (ihtiyaç oluştuğunda ayetlerden hüküm çıkaran büyük İslam alimi ve önderi) olacak, İslam dinini Peygamber Efendimiz (sav) dönemindeki özüne döndürecektir. BU ÜSTÜN ÖZELLİKLERİ NEDENİYLE DE HZ. MEHDİ (as) TÜM ALİMLERİN ÖNDERİ KONUMUNDA OLACAKTIR.

Bilindiği gibi Bediüzzaman hayatta iken böyle bir durum gerçekleşmemiştir. Bediüzzaman, tüm velilerin ve İslam alimlerinin, kamil iman sahiplerinin lideri vasfını taşımamıştır. İnşaAllah bu durum içerisinde bulunduğumuz bu yüzyılda ortaya çıkması beklenen Hz. Mehdi (as) da tecelli edecek, bu da onu insanlaar tanıtan bir başka önemli vasıf olacaktır.

47- Bediüzzaman 'Mehdi' değildir, çünkü Bediüzzaman, hadislere dayanarak, "İKİNCİ KEZ YERYÜZÜNE GELDİĞİNDE 'HZ. İSA (AS)'IN, HZ. MEHDİ (AS) İLE AYNI DÖNEMDE YAŞAYACAĞINI' SÖYLEMİŞTİR. ANCAK BEDİÜZZAMAN HAYATTAYKEN HZ. İSA (AS) İKİNCİ KEZ YERYÜZÜNE GELMEMİŞTİR."
... Evet, hadis-i şerifin ifadesiyle HAZRET-İ İSA'NIN SEMAVİ NÜZULÜ (gökyüzünden inişi) KAT'İ (kesin) OLMAKLA BERABER; mana-yiişarisiyle (işaret ettiği manayla) başka hakikatleri (gerçekleri) ifade ettiği gibi bu hakikata da mucizane (mucizevi bir şekilde)işaret ediyor. (Kastamonu Lahikası, Mektup 51, s. 50)

... Evet her vakit semavattan melaikeleri (gökyüzünden melekleri) yere gönderen ve bazı vakitte insan suretine vaz'eden (şekline sokan) (Hazret-i Cibril'in "Dıhye" suretine girmesi gibi) ve ruhanîleri (cisim olmayıp gözle görülmeyen varlıkları; cin ve melekleri) âlem-i ervahtan (ruhlar aleminden) gönderip beşer suretine (insan şekline) temessül ettiren (sokan, cisimleyen), hattâ ölmüş evliyaların çoklarının ervahlarını (ruhlarını) cesed-i misaliyle (varlığı maddi olmayan fakat cinsinin cesedine benzeyen beden) dünyaya gönderen bir Hakîm-i Zülcelal (herşeye muktedir olan Yüce Allah), HAZRET-İ İSA ALEYHİSSELAM'I, İSA DİNİNE AİT EN MÜHİM BİR HÜSN-Ü HATİMESİ(güzel neticesi) İÇİN, değil SEMA-İ DÜNYADA (gökler aleminde) CESEDİYLE (insani bedeniyle) BULUNAN VE HAYATTA OLAN HAZRET-İ İSA belki ALEM-İ AHİRETİN (ahiret aleminin) EN UZAK KÖŞESİNE GİTSEYDİ VE HAKİKATEN ÖLSEYDİ, YİNE ŞÖYLE BİR NETİCE-İ AZÎME (büyük bir sonuç) İÇİN ONA YENİDEN CESED GİYDİRİP DÜNYAYA GÖNDERMEK, O HAKÎM'İN HİKMETİNDEN UZAK DEĞİL... belki O'nun hikmeti öyle iktiza ettiği için (gerektiği için) VA'DETMİŞ VE VA'DETTİĞİ İÇİN ELBETTE GÖNDERECEK...(Mektubat, On Beşinci Mektup, s. 56-57

... Dinsizlik cereyanına karşı ayrı ayrı iken mağlub olan İsevilik ve İslamiyet; ittihad (birleşmeleri) neticesinde, dinsizlik cereyanına(akımına) galebe edip (galip gelip) dağıtacak istidadında (kabiliyette) iken ALEM-İ SEMAVATTA (gökler aleminde) CİSM-İ BEŞERİSİYLE (insani cismiyle, bedeniyle) BULUNAN ŞAHS-I İSA ALEYHİSSELAM O DİN-İ HAK CEREYANININ (hak dinin) BAŞINA GEÇECEĞİNİ bir Muhbir-i Sadık (doğru haber aktaran -Peygamberimiz (sav)'in sıfatlarından biri-), bir Kadir-i Külli Şey'in (herşeye muktedir olan Yüce Allah'ın) vaadine istinad ederek (dayanarak) haber vermiştir. Madem haber vermiş, haktır; madem KADİR-İ KÜLLİ ŞEY (herşeye muktedir olan Yüce Allah) VA'DETMİŞ ELBETTE YAPACAKTIR...(Mektubat, On Beşinci Mektup, s. 53-54)

... Hattâ, "HAZRET-İ İSA ALEYHİSSELAM GELİR,  HZ. MEHDİ'YE NAMAZDA İKTİDA EDER (uyar), TABİ OLUR." diye rivayeti BU İTTİFAKA (birleşmeye VE HAKİKAT-I KUR'ANİYE'NİN METBUİYETİNE VE HAKİMİYETİNE (Kuran hakikatlerine uyulmasına ve tabi olunmasına) İŞARET EDER(Şualar, Beşinci Şua, On Üçüncü Mesele, s. 587)

Kuran ayetlerinde Hz. İsa (as)'ın öldürülmediği, Allah Katına alındığı ve ikinci kez yeryüzüne ineceği bildirilmiştir.
Bediüzzaman'ın da eserlerinde geniş yer verdiği bu gerçek, Peygamberimiz (sav)'in pek çok sahih hadisinde yer almaktadır. Bediüzzaman'ın ve hadislerin ifadeleri, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın Ahir Zaman'da aynı dönemde yaşayacaklarını, biraraya geleceklerini; karşılıklı diyalog ve işbirliği içerisinde olacaklarını göstermektedir.

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde bildirdiği, Hz. İsa (as)'ın geldiğini insanlara gösterecek olan 'dünya çapında gerçekleşecek olan alametlere' Bediüzzaman da eserlerinde geniş yer ayırmıştır. Hz. İsa (as)'ın geldiği, -ilerleyen bölümlerde detaylandırılacağı gibi-, 'Hz. Mehdi (as) ile birlikte namaz kılmasıyla, tüm dünya Hıristiyanlarının başına geçmesi ve onları hak din olan İslam'a yöneltmesiyle, Kuran'da Allah'ın vadettiği şekilde, ölümünden önce ona inanmayacak tek bir fert daha kalmamasıyla ve ahir zamanın deccalini fikren etkisiz hale getirmesiyle', tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşecek gelişmelerle delillenecektir.

Dolayısıyla çok açık bir gerçektir ki, tüm dünyanın şahit olacağı, Hz. İsa (as)'ın ikinci kez yeryüzüne gelişi gibi büyük bir olay Bediüzzaman hayattayken gerçekleşmemiştir. Müslüman ve Hıristiyan alemi halen bu müjdeli gelişmeyi heyecanla beklemektedir.
Bu açık delillerin Bediüzzaman hayattayken henüz oluşmamış olması, Bediüzzaman'ın 'Mehdi' olamayacağını Kuran'a ve hadislere dayalı delillerle insanların gözleri önüne sermektedir.

48- Bediüzzaman 'Mehdi' değildir, çünkü Bediüzzaman, "HZ. MEHDİ (AS) İLE HZ. İSA (AS)'IN, 'İSLAM AHLAKININ HAKİMİYETİ İÇİN İTTİFAK EDECEKLERİNİ' BİLDİRMİŞTİR. ANCAK BEDİÜZZAMAN, YAŞADIĞI DÖNEMDE HZ. İSA (AS) İLE BİRARAYA GELMEMİŞ, BÖYLE BİR İTTİFAK DA GERÇEKLEŞMEMİŞTİR."

... Hattâ, "HAZRET-İ İSA ALEYHİSSELAM GELİR,  HZ. MEHDİ'YE NAMAZDA İKTİDA EDER (uyar), TABİ OLUR." diye rivayeti BU İTTİFAKA (birleşmeye VE HAKİKAT-I KUR'ANİYE'NİN METBUİYETİNE VE HAKİMİYETİNE (Kuran hakikatlerine uyulmasına ve tabi olunmasına) İŞARET EDER(Şualar, Beşinci Şua, On Üçüncü Mesele, s. 587)

... O ZATIN üçüncü vazifesi, HİLAFET-İ İSLAMİYE'Yİ (İslam halifeliğini; yani Müslümanların manevi liderliğini) İTTİHAD-I İSLAM'A BİNA EDEREK (İslam Birliği üzerine kurarak), İSEVİ RUHANİLERİYLE (dindar Hıristiyanlarla ve Hıristiyan alimleriyle) İTTİFAK EDİP (iş birliği ve dayanışma içerisine girerek) DİN-İ İSLAM'A (İslam dinine) HİZMET ETMEKTİR...(Sikke-i Tasdik-i Gaybi, s. 9)

Bediüzzaman, -bir önceki başlık altında yer alan- "Herşeye Muktedir olan Yüce Allah'ın Hz. İsa (as)'ı, HZ. İSA DİNİNE AİT MÜHİM BİR HÜSN-Ü HATİMESİ İÇİN yeryüzüne göndereceğini anlattığı" (Mektubat, s. 56-57) sözleriyle, Rabbimiz'in "ÖNEMLİ BİR GÜZEL NETİCE" için Hz. İsa (as)'yı ikinci kez yeryüzüne göndereceğini müjdelemiştir.

Hz. İsa (as)'ın gelmesiyle Hıristiyanlık, batıl olan bütün inanış ve uygulamalarından arınacak ve İslam'a dönecektir. Bu vesileyle, Hıristiyanlık Hz. İsa (as)'a vahyedilmiş hak haline dönecek, Müslümanlarla gerçek İseviler arasında ittifak gerçekleşecek, bu hak ittifak yeryüzüne barış ve huzur getirecektir.

Bediüzzaman, Hz. Mehdi (as)'ın üçüncü vazifesinin de işte bu şekilde İslam toplumunu birleştirmek ve bu birlik ile Hıristiyan alemi arasında ittifak oluşturmak olduğunu belirtmiştir. Bu iki büyük dinin birleşmesinin İslamiyet üzerine olacağını hadislerle açıklayan Bediüzzaman, Kuran'ın tabi olunan kitap olacağını, onun hükümlerinin geçerli ve hakim olacağını bildirmiştir.

Bediüzzaman'ın bildirdiği, Hz. İsa (as)'ın, Kuran ahlakının tüm yeryüzüne hakim kılınması için Hz. Mehdi (as) ile yapacağı bu ittifak henüz gerçekleşmemiştir. Bu büyük tarihi olay tüm dünya Müslümanları tarafından halen büyük bir heyecanla beklenmektedir. Bediüzzaman kendi hayatında gerçekleşmemiş olan bu olayların Hz. Mehdi (as)'ı insanlara tanıtacak en önemli özelliklerinden olduğunu belirterek, kendisine Mehdilik yakıştırmasında bulunanlara 'Mehdi' olamayacağını ifade etmiştir.

49- Bediüzzaman 'Mehdi' değildir, çünkü Bediüzzaman hadislere dayanarak, "'HZ. İSA İLE HZ. MEHDİ (AS)'IN BİRLİKTE NAMAZ KILACAKLARINI'BİLDİRMİŞTİR. ANCAK HZ. İSA (AS) BEDİÜZZAMAN DÖNEMİNDE GELMEMİŞ; HADİSLERDE BİLDİRİLDİĞİ GİBİ, BEDİÜZZAMAN NAMAZDA HZ. İSA (as)'A İMAMLIK YAPMAMIŞTIR."

... Hattâ, "HAZRET-İ İSA ALEYHİSSELAM GELİR,  HZ. MEHDİ'YE NAMAZDA İKTİDA EDER (uyar), TABİ OLUR." diye rivayeti BU İTTİFAKA (birleşmeye VE HAKİKAT-I KUR'ANİYE'NİN METBUİYETİNE VE HAKİMİYETİNE (Kuran hakikatlerine uyulmasına ve tabi olunmasına) İŞARET EDER(Şualar, Beşinci Şua, On Üçüncü Mesele, s. 587)

Peygamberimiz (sav)'in çok sayıdaki sahih hadisinde Hz. İsa (as)'ın ikinci kez yeryüzüne gelişinde Hz. Mehdi (as) ile biraraya geleceği ve Hz. Mehdi (as)'ın imamlığında birlikte namaz kılacakları bildirilmiştir.

Bediüzzaman da sözlerinde, Peygamberimiz (sav)'in bu hadislerine dikkat çekmekte, bu olayın Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın çıkışlarının önemli alametlerinden biri olduğunu hatırlatmaktadır.

Elbetteki ahir zamanda Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) vesilesiyle yaşanacak tüm diğer gelişmeler gibi, bu büyük olay da tüm dünyanın gözleri önünde gerçekleşecektir. Ve Bediüzzaman hayattayken Hz. İsa (as) yeryüzüne gelmemiş, Bediüzzaman'ın imamlığında Hz. İsa (as) ile birlikte namaz kılmamışlardır. Bediüzzaman'ın, Hz. İsa (as)'ın ve Hz. Mehdi (as)'ın gelişini insanlara müjdele yecek en önemli alametlerinden biri olarak aktardığı bu büyük olayın henüz gerçekleşmemiş olması, kuşkusuz ki Bediüzzaman'ın da 'Mehdi' olmadığının en açık göstergelerindendir.

50- Bediüzzaman 'Mehdi' değildir, çünkü "KURAN'DA HZ. İSA (AS) GELDİĞİNDE, 'VEFATINDAN ÖNCE ONA İMAN ETMEYECEK TEK BİR KİŞİ KALMAYACAĞI'BİLDİRİLMİŞTİR. BÖYLE BÜYÜK BİR GELİŞME BEDİÜZZAMAN DÖNEMİNDE GERÇEKLEŞMEMİŞTİR."

... O kadar kuvvetlidir ve devam eder; Yalnız Hz. İsa (as) onu yok edebilir, başka çare olamaz rivayet edilmiş. Yani, onun mesleğini ve yırtıcı rejimini bozacak, yok edecek; ancak SEMAVÎ VE ULVÎ, HALİS (vahye dayalı ve yüce, katıksız) BİR DİN İSEVÎLERDE ZUHUR EDECEK (ortaya çıkacak) VE HAKİKAT-İ KUR'ANİYEYE (Kuran'ın hakikatlerine) İKTİDA (tabi olan) VE İTTİHAD EDEN (İslamiyet ile birleşen) BU İSEVİ DİNİDİR Kİ, HAZRET-İ İSA (AS)'IN NÜZULÜ İLE (yeryüzüne inişiyle) O DİNSİZ MESLEK MAHVOLUR, YOK OLUR...(Şualar, Beşinci Şua, Mukaddime, s. 581)

Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. İsa (as)'ın ikinci kez yeryüzüne geldiği dönemde, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın yürütecekleri büyük fikri mücadele neticesinde İslam ahlakının tüm yeryüzüne hakim olacağı bildirilmiştir.
Kuran'ın, "ANDOLSUN, KİTAP EHLİNDEN, ÖLMEDEN ÖNCE ONA İNANMAYACAK KİMSE YOKTUR. Kıyamet günü, o da onların aleyhine şahid olacaktır." (Nisa Suresi, 159) ayetiyle ise, ikinci kez yeryüzüne gelişinde tüm insanların hak din üzerine Hz. İsa (as)'a iman edecekleri bildirilmiştir.

Bir başka ayette ise Allah İslam ahlakının mutlaka tüm dünyaya hakim olacağını şöyle bildirmiştir:

Allah, içinizden iman edenlere ve salih amellerde bulunanlara va'detmiştir: Hiç şüphesiz onlardan öncekileri nasıl 'güç ve iktidar sahibi' kıldıysa, onları da yeryüzünde 'güç ve iktidar sahibi' kılacak, kendileri için seçip beğendiği dinlerini kendilerine yerleşik kılıp sağlamlaştıracak ve onları korkularından sonra güvenliğe çevirecektir. Onlar, yalnızca Bana ibadet ederler ve Bana hiçbir şeyi ortak koşmazlar. Kim bundan sonra inkar ederse, işte onlar fasıktır. (Nur Suresi, 55)

Bediüzzaman da, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın imani çalışmaları sonucunda Hıristiyanlığın ve İslamiyet'in, İslamiyet üzerine birleşeceğini, tabi olunan, geçerli ve hakim olan kitabın Kuran olacağını bildirmiştir.

Hz. İsa (as) ikinci kez yeryüzüne geldiğinde, Hıristiyanlığı tahrif olmuş yönlerinden arındıracak, yeniden hak olan haline döndürecektir. Bediüzzaman da "HALİS BİR DİN İSEVİLERDE ORTAYA ÇIKACAK" sözleriyle bu gerçeğe dikkat çekmektedir. Bediüzzaman Hıristiyanlığın Kuran'a tabi olarak İslamiyet ile birleşeceğini bildirmiş ve tüm bu gelişmelerin Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne ikinci kez gelişinin alametlerinden olacağını hatırlatmıştır.

Bediüzzaman'ın müjdelediği bu gelişmeler ve Hz. İsa (as) ile Hz. Mehdi (as)'ın İslam ve Hıristiyanlık arasında hak din üzerine yapacakları ittifak Bediüzzaman hayattayken gerçekleşmemiştir. Dünya üzerindeki tüm Hıristiyanlar İslam'a dönmemiş, tüm insanlar Hz. İsa (as)'ya iman etmemiştir. Buna rağmen Bediüzzaman'ın 'Mehdi' olduğu iddiasında bulunmak, hem Kuran ayetlerinde hem Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde hem de Bediüzzaman ve onun gibi diğer İslam alimlerinin açıklamalarıyla çok açık bir şekilde çelişmektedir. Tüm bu bilgiler Bediüzzaman'ın 'Mehdi' olmadığının çok açık delilleridir.

51- Bediüzzaman 'Mehdi' değildir, çünkü Bediüzzaman "HZ. İSA (AS)'IN, HZ. MEHDİ (AS) İLE BİRLİKTE 'DECCAL'İN FİKİR SİSTEMİNİ YOKDECEKLERİNİ'  BİLDİRMİŞTİR; ANCAK BEDİÜZZAMAN,  HZ. İSA (AS)'LA BİRARAYA GELİP İTTİFAK ETMEMİŞ VE DECCALİYETİ FİKREN ETKİSİZ HALE GETİRMEMİŞTİR."

... Bir vechi (sebebi) şudur ki: SİHİR VE MANYETİZMA VE İSPİRTİZMA GİBİ İSTİDRACI HARİKALARIYLA (hipnoz ve ruhlarla bağlantı tarzındaki sahte mucizeleriyle) KENDİNİ MUHAFAZA EDEN VE HERKESİ TESHİR EDEN (büyüleyen, aldatan) O DEHŞETLİ DECCAL'İ (fikren) yok edebilecek, mesleğini değiştirecek; ANCAK HARİKA VE MU'CİZATLI VE UMUMUN MAKBULÜ (mucizeleri olan ve herkesin kabul ettiği) BİR ZAT OLABİLİR Kİ O ZATen ziyade alakadar ve ekser insanların (insanların çoğunluğunun) Peygamberi olan HAZRET-İ İSA ALEYHİSSELAM'DIR. (Şualar, Beşinci Şua, On Üçüncü Mesele, s. 493)

...HAZRET-İ İSA ALEYHİSSELAM, İsevilik şahs-ı manevisini temsil ederek dinsizliğin şahs-ı manevisini temsil eden DECCAL'İ (fikren)YOK EDER... (Mektubat, Birinci Mektup, s. 6)

Bediüzzaman bu sözleriyle, Peygamberimiz (sav)'in hadisleri doğrultusunda, "Deccali fikren etkisiz hale getirip, onun fitnesini dünya üzerinden kaldırabilecek kişinin, yalnızca Hz. İsa (as) olduğunu" belirtmektedir. Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın, hak dine karşı mücadele verecek olan deccali yenilgiye uğratacaklarını ve onun kurmuş olduğu sapkın sisteme son vereceklerini belirtmiştir. Hz. Mehdi (as), tüm insanları Allah'ın Kuran'da bildirdiği hak dini yaşamaya davet edecek, deccalin ve onun inkara dayalı sisteminin ortadan kalkmasıyla birlikte, insanlar akın akın din ahlakını yaşamaya yöneleceklerdir. Yeryüzünde Kuran ahlakı hakim olacak ve bu şekilde tüm insanlık barış ve esenliğe kavuşacaktır.

Ancak bunların hiçbiri Bediüzzaman döneminde yaşanmamıştır. Önceki satırlarda da belirtildiği gibi Bediüzzaman, Hz. İsa (as)'ın ikinci kez yeryüzüne gelişine şahit olmamış ve onunla birlikte deccale karşı mücadele vererek deccalin fikren yenilgiye uğramasına vesile olmamıştır. Bediüzzaman tüm ömrünü Kuran ahlakının tebliğine adamış ve yaşadığı çok büyük hizmetler yapmıştır. Ancak Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın gerçekleştireceği bu durum, Bediüzzaman döneminde yaşanmamıştır. Nitekim Bediüzzaman da, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın deccalle olan bu mücadelesini anlatarak kendisinin ahir zaman'da beklenen 'Büyük Mehdi' olamayacağını açıkça ifade etmiştir.

SONUÇ

Bediüzzaman'ın Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) ile ilgili sözlerinden yalnızca bir kısmınının incelenmesi dahi, Hz. Mehdi (as)'ın yapacağı vazifelerin Bediüzzaman tarafından gerçekleştirilmemiş olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

Bediüzzaman eserlerinde Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın gelişinden, deccal ile olan ilmi mücadelelerinden ve Hz. Mehdi (as)'ın gerçekleştireceği bazı görevlerden detaylı olarak bahsetmiştir. Bediüzzaman bu anlatımlarıyla kendisine 'Mehdilik' iddiasıyla yaklaşan kimselere "Mehdi olmadığını ve neden olamayacağını" yaptığı sayfalar dolusu izahlarla açıklamıştır. Hz. Mehdi (as)'ın seyyid olduğunu, tüm dünyaya manen hakim olacağını, İslam Birliği'ni sağlayacağını, Hıristiyan dünyasıyla ittifak yapacağını, Hz. İsa (as) ile birlikte namaz kılacaklarını, deccali yenilgiye uğratacağını ve Kuran ahlakını tüm dünyada yerleşik kılacağını ayrıntılı olarak anlatmıştır.

Tüm bu bilgiler, Hz. Mehdi (as)'ın yerine getireceği görevlerin, Bediüzzaman tarafından gerçekleştirilmemiş olduğunu açıkça ispatlamaktadır. Buna rağmen aksini savunmak son derece yanlış bir yaklaşımdır. Bediüzzaman'ın bizzat kendisi, 'Mehdi' olmadığını ve Hz. Mehdi (as)'ın özelliklerini taşımadığını binlerce harften, yüzlerce cümleden oluşan ifadeleriyle açıkça ifade etmişken, bunların doğru olmadığını ve aslında tam tersini söylemek istediğini öne sürmek büyük bir yanılgıdır.

Bediüzzaman'ın eserleri samimiyetle incelendiğinde, ahir zamanın bu büyük müjdelerinin Bediüzzaman döneminde gerçekleşmediği ve Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın gelişinin içerisinde bulunduğumuz bu yüzyılda gerçekleşeceği çok açık bir şekilde görülebilecektir.

İçerisinde bulunduğumuz bu yüzyıl, yani Hicri 1400'lü bu yıllar, Allah'ın izniyle 'Mehdi Çağı'dır. Bu gerçeği gören tüm Müslümanların birbirlerini bu önemli gelişmeyle müjdelemeleri; inananları bu yönde şevklendirip hazırlamaları ve birlik olup Hz. Mehdi (as)'ın yardımcılarından olmaya gayret etmeleri gerekmektedir. İnşaAllah Allah'ın Kuran'da vadettiği gibi, İslam ahlakı çok kısa bir dönem içerisinde dünyaya hakim olacak, yaşadığımız bu yüzyıl, Müslümanların asırlardır bekledikleri, 'Asrı Saadet'ten sonraki en güzel dönem olan 'Altın Çağ' olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder