II. Kitap
Ahir zaman şahısları neden tanınmıyor?
ÖNSÖZ: AHİR ZAMAN ŞAHISLARI KİMLERDİR?
İçinde
bulunduğumuz asır, Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde ve İslam
alimlerinin eserlerinde haber verilen ahir zaman alametlerinin gerçekleştiği
müjdeli bir dönemdir. Bu alametlerin birbiri ardınca gerçekleşmesi ile tüm
İslam alemi çok kutlu bir bekleyiş içine girmiştir: Hz.
İsa (as)'ın yeryüzüne ikinci kez gelişi, Hz. Mehdi (as)'ın ortaya çıkışı ve
İslam ahlakının tüm dünya üzerinde hakim olması.
Ahir
zaman, kıyametten önceki son dönem anlamına gelen bir kavramdır. Ahir zamanın
özellikleri ve alametleri Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde detaylı
olarak tarif edilmiştir. Ahir zamanla ilgili bilgiler, en güvenilir ve temel
İslami kaynakların da ana konularından birini oluşturur. Bu kaynaklara
dayanarak ahir zamanın ana özelliklerini şu şekilde tarif edebiliriz:
Ahir
zaman iki ayrı devirden oluşur. Ahir zamanın ilk devri, ahlaki dejenerasyonun
arttığı, açlık ve yokluğun yaşandığı, çatışmaların, anarşi ve kargaşanın
insanlara tedirginlik ve korku verdiği, insanların büyük çoğunluğunun
sevgisizliğin, acımasızlığın ve bencilliğin acısını yaşadıkları bir dönemdir.
Bu devrin ardından, Rabbimiz'in Hz. İsa (as)'ı yeniden dünyaya göndermesi ve
Hz. Mehdi (as)'ın insanların hidayetine vesile olmasıyla bu karanlık dönemin
son bulacağı "Altınçağ" başlayacaktır. Altınçağ'da Allah'ın izniyle
bolluk, bereket, huzur, güvenlik, adalet ve sevgi tüm dünyaya hakim olacaktır.
Ahir
zaman çok büyük olayların ve tarihi gelişmelerin yaşanacağı bir dönemdir. Bu
değişimlere vesile olacak şahıslar da çok kutlu ve mübarek insanlardır. Ahir
zamanın bu mübarek şahıslarından biri olan Hz. İsa (as), bundan yaklaşık 2000
yıl önce Rabbimiz'in Katına yükseltilmiştir ve Allah'ın takdir ettiği vakit
geldiğinde de yeniden dünyaya dönecektir. Hadislerde ve Kuran ayetlerinde haber
verilen bilgiler, Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne ikinci kez gelişinin ahir zamanda
olacağına işaret etmektedir.
Ayrıca
Peygamberimiz (sav), hadis-i şeriflerinde bu dönemde Hz. Mehdi (as)'ın ortaya
çıkacağını ve yeryüzünü barış ve adaletle dolduracağını müjdelemiştir. Hz.
Mehdi (as)'ın üstün ahlakı ve ilmi olarak yürüttüğü şerefli mücadelesi
hadislerde detaylı olarak haber verilmiştir. Peygamber Efendimiz (sav), salih
Müslümanlara Hz. Mehdi (as) ortaya çıktığında ona uymalarını bildirmiştir. Hz.
İsa (as) ve Hz. Mehdi (as), ahir zamanda dinsizliğe karşı fikri mücadele
yürütecek, -Allah'ın izniyle- Kuran ahlakının tüm yeryüzüne hakim olmasına
vesile olacaklardır.
Hz.
İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın bu büyük fikri mücadelelerinde karşılarındaki en
önemli negatif gücün ne olacağı da hadislerde haber verilmiştir. Bu negatif güç"Deccal"dir. Güvenilir
hadislerde ve temel
İslami kaynaklarda kıyametin
büyük alametlerinden biri olarak sayılan deccal ismi, "dcl" kökünden
gelen "yalancı, hilekar, zihinleri gönülleri, iyi ile kötüyü, hak ile
batılı karıştıran, birşeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, bucak bucak her
yeri dolaşan müfsid (fesadlaştıran) ve kötü kişi" anlamına gelmektedir.
Peygamberimiz
(sav)'in sözlerinde Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın gelişi hakkında; fiziksel
özellikleri, nerede ve hangi tarihlerde ortaya çıkacakları, ne gibi
faaliyetlerde bulunacakları ve onları diğer insanlardan ayırt eden ve
tanınmalarını sağlayacak özellikleri gibi konularda çok detaylı bilgiler
verilmiştir. Aynı şekilde hadislerde deccalin bu kutlu şahıslara karşı ne gibi
yöntemlerle mücadele edeceği, insanları kendi tarafına çekebilmek için hangi
ikna metodlarını kullanacağı ve nasıl tanınabileceğine yönelik de pek çok bilgi
yer almaktadır.
Peygamberimiz
(sav)'in hadislerinde Hz. İsa (as), Hz. Mehdi (as) ve deccal hakkında bu kadar
detaylı bilgiler verilmesinin bir hikmeti, ortaya çıktıkları zaman bu kişilerin
kolaylıkla tanınabilmelerine yöneliktir. Ancak yaklaşık on dört asırdır
beklenmelerine ve haklarında bu kadar çok tanıtıcı bilgi olmasına rağmen,
hadislerin işaretlerine göre, bu mübarek şahıslar ve deccal, ortaya
çıkışlarının ilk dönemlerinde insanların büyük bir kısmı tarafından
tanınamayacak ya da yanlış tanınacaklardır. Kuşkusuz Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi
(as)'ın tanınamamasında, onlara karşı büyük bir mücadele verecek olan deccalin
büyük etkisi olacaktır. Deccal, ahir zamanda Hz. İsa (as)'ın ve Hz. Mehdi
(as)'ın karşısında yer alacak, inkarın insanlar arasında yayılması için
mücadele edecek ve insanları kötülüğe sürükleyebilmek için her türlü yola
başvuracaktır. Türlü aldatmacalar ve hilelerle kendisini insanlara farklı
şekilde tanıtacak, bu nedenle negatif bir güç olduğu da hemen anlaşılamayacak
ve Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) gibi o da hemen tanınamayacaktır. Bu şekilde
insanların büyük bir kısmını yalanlarıyla etkisi altına alacak ve istediği
şekilde yönlendirebilecektir. Hatta insanların büyük çoğunluğu, deccaliyetin
telkinleriyle, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın karşısında yer alacak ve
onlara karşı mücadele edeceklerdir. Bu sebeple ortaya çıkışlarının ilk
yıllarında Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ı takdir edip, bu mübarek insanları
destekleyenlerin sayısı da son derece az olacak, hatta onlara inanan
kimselerden de zamanla yanlarından ayrılanlar olacaktır.
Kuşkusuz
bu durum son derece şaşırtıcı ve düşündürücüdür. Çünkü Hz. İsa (as) ve Hz.
Mehdi (as), yalnızca Allah'ın rızasına uyan, tüm insanların dünyada ve
ahiretteki kurtuluşu için samimi çaba harcayan, dünyaya huzur, barış, bolluk,
bereket getirecek çok hayırlı ve kıymetli insanlardır. Normal şartlarda, ahir
zaman alametlerinin birbiri ardınca gerçekleştiği, bu kutlu şahısların ortaya
çıkışlarının beklendiği bir dönemde yaşayan tüm Müslümanların, Hz. İsa (as) ve
Hz. Mehdi (as)'ın gelişini büyük bir sevinç ve şevkle bekliyor olmaları
gerekir. Ortaya çıktıklarında da, yine aynı şevkle, onların üstün ahlaklarını
görüp takdir edebilmeleri ve hadislerde bildirilen özelliklerinden onları
tanıyabilmeleri gerekir. Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın yapacakları hayırlı
faaliyetleri açıkça gören her Müslümanın bu kimselerin yanında olmayı ve
onlarla birlikte hareket eden hak topluluğa destek vermeyi istemesi; onlara
yardımcı olabilmek için büyük bir şevk ve heyecan içinde birbirleriyle
yarışmaları gerekir. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi, bu durumun tam
tersine insanların çok büyük bir bölümü tüm bu gelişmelere şahit olacakları
halde, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ı ya tanıyamayacak ya da çeşitli
sebeplerle tanıdıkları halde onlara destek olmaktan ve onların yanlarında yer
almaktan kaçınacaklardır.
Hadislerdeki
bu işaretler, ahir zaman şahıslarının geliş alametleri, onları diğer
insanlardan ayıran özellikleri ve deccalin onlara karşı vereceği batıla dayalı
mücadelesi hakkında Müslümanların doğru bilgilendirilmesinin ne kadar önemli
olduğunu ortaya koymaktadır. Unutulmamalıdır ki ahir zaman insanların neyin
doğru neyin yanlış olduğunu anlamakta zorlanacakları, din ahlakından
uzaklaşılmış olunmasının büyük kargaşa ve kaosa neden olduğu bir dönemdir. Bu
bilgiler, böyle bir dönemde -Allah'ın izniyle- Müslümanları iyiyi kötüyle
karıştırmaktan ve doğru olanı fark edememekten koruyacaktır.
Bu
bölümün amacı, Kuran ayetleri, Peygamberimiz (sav)'in hadisleri ve İslam
alimlerinin açıklamaları doğrultusunda tüm Müslümanların Hz. İsa (as) ve Hz.
Mehdi (as)'ın gelişi ve deccal hakkında en doğru bilgileri edinebilmelerini
sağlayabilmektir. Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) ortaya çıktığında,
Müslümanların bu mübarek insanları tanıyıp takdir edebilmelerine engel
olabilecek tüm sebepleri açıklığa kavuşturmak, deccalin bu yönde
başvurabileceği tüm hileli düzenleri deşifre etmek ve böyle tarihi bir olay
karşısında Müslümanların büyük bir yanılgıya kapılmalarını önleyebilmektir. Tüm
bu bilgileri gözler önüne sererek, tüm Müslümanların bu kıymetli insanların
yanında yer alan, onlara en güzel desteği veren kişilerden olmalarına vesile
olabilmektir.
Tekrar
hatırlatmak gerekir ki, içinde bulunduğumuz dönem, yaklaşık 1400 senedir
beklenen tarihi bir dönemdir. Bu nedenle bu gerçeğin şuurunda olan ve Hz. İsa
(as) ve Hz. Mehdi (as) gibi mübarek şahıslar çıktığında onların yanında olma
şerefine erişmek isteyen tüm Müslümanlar, bu kitapta yer alan bilgileri
dikkatlice okumalı ve kendilerini doğruya uymaktan alıkoyabilecek her türlü
yanlış bilgilendirme ve yönlendirmeye karşı dikkatli olmalıdırlar. Bu mübarek
insanların tanınmalarını nelerin engelleyebileceğini bilmeli, onları doğru bir
şekilde tanıyabilmek için tüm sebeplere sarılmalıdırlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder