25 Haziran 2014 Çarşamba

II. Kitap
Ahir zaman şahısları neden tanınmıyor?

ÖNSÖZ: AHİR ZAMAN ŞAHISLARI KİMLERDİR?

İçinde bulunduğumuz asır, Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde ve İslam alimlerinin eserlerinde haber verilen ahir zaman alametlerinin gerçekleştiği müjdeli bir dönemdir. Bu alametlerin birbiri ardınca gerçekleşmesi ile tüm İslam alemi çok kutlu bir bekleyiş içine girmiştir: Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne ikinci kez gelişi, Hz. Mehdi (as)'ın ortaya çıkışı ve İslam ahlakının tüm dünya üzerinde hakim olması.
Ahir zaman, kıyametten önceki son dönem anlamına gelen bir kavramdır. Ahir zamanın özellikleri ve alametleri Peygamber Efendimiz (sav)'in hadislerinde detaylı olarak tarif edilmiştir. Ahir zamanla ilgili bilgiler, en güvenilir ve temel İslami kaynakların da ana konularından birini oluşturur. Bu kaynaklara dayanarak ahir zamanın ana özelliklerini şu şekilde tarif edebiliriz:
Ahir zaman iki ayrı devirden oluşur. Ahir zamanın ilk devri, ahlaki dejenerasyonun arttığı, açlık ve yokluğun yaşandığı, çatışmaların, anarşi ve kargaşanın insanlara tedirginlik ve korku verdiği, insanların büyük çoğunluğunun sevgisizliğin, acımasızlığın ve bencilliğin acısını yaşadıkları bir dönemdir. Bu devrin ardından, Rabbimiz'in Hz. İsa (as)'ı yeniden dünyaya göndermesi ve Hz. Mehdi (as)'ın insanların hidayetine vesile olmasıyla bu karanlık dönemin son bulacağı "Altınçağ" başlayacaktır. Altınçağ'da Allah'ın izniyle bolluk, bereket, huzur, güvenlik, adalet ve sevgi tüm dünyaya hakim olacaktır.
Ahir zaman çok büyük olayların ve tarihi gelişmelerin yaşanacağı bir dönemdir. Bu değişimlere vesile olacak şahıslar da çok kutlu ve mübarek insanlardır. Ahir zamanın bu mübarek şahıslarından biri olan Hz. İsa (as), bundan yaklaşık 2000 yıl önce Rabbimiz'in Katına yükseltilmiştir ve Allah'ın takdir ettiği vakit geldiğinde de yeniden dünyaya dönecektir. Hadislerde ve Kuran ayetlerinde haber verilen bilgiler, Hz. İsa (as)'ın yeryüzüne ikinci kez gelişinin ahir zamanda olacağına işaret etmektedir.
Ayrıca Peygamberimiz (sav), hadis-i şeriflerinde bu dönemde Hz. Mehdi (as)'ın ortaya çıkacağını ve yeryüzünü barış ve adaletle dolduracağını müjdelemiştir. Hz. Mehdi (as)'ın üstün ahlakı ve ilmi olarak yürüttüğü şerefli mücadelesi hadislerde detaylı olarak haber verilmiştir. Peygamber Efendimiz (sav), salih Müslümanlara Hz. Mehdi (as) ortaya çıktığında ona uymalarını bildirmiştir. Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as), ahir zamanda dinsizliğe karşı fikri mücadele yürütecek, -Allah'ın izniyle- Kuran ahlakının tüm yeryüzüne hakim olmasına vesile olacaklardır.
Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın bu büyük fikri mücadelelerinde karşılarındaki en önemli negatif gücün ne olacağı da hadislerde haber verilmiştir. Bu negatif güç"Deccal"dir. Güvenilir hadislerde ve temel İslami kaynaklarda kıyametin büyük alametlerinden biri olarak sayılan deccal ismi, "dcl" kökünden gelen "yalancı, hilekar, zihinleri gönülleri, iyi ile kötüyü, hak ile batılı karıştıran, birşeyi yaldızlayıp gerçek yüzünü gizleyen, bucak bucak her yeri dolaşan müfsid (fesadlaştıran) ve kötü kişi" anlamına gelmektedir.
Peygamberimiz (sav)'in sözlerinde Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın gelişi hakkında; fiziksel özellikleri, nerede ve hangi tarihlerde ortaya çıkacakları, ne gibi faaliyetlerde bulunacakları ve onları diğer insanlardan ayırt eden ve tanınmalarını sağlayacak özellikleri gibi konularda çok detaylı bilgiler verilmiştir. Aynı şekilde hadislerde deccalin bu kutlu şahıslara karşı ne gibi yöntemlerle mücadele edeceği, insanları kendi tarafına çekebilmek için hangi ikna metodlarını kullanacağı ve nasıl tanınabileceğine yönelik de pek çok bilgi yer almaktadır.
Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde Hz. İsa (as), Hz. Mehdi (as) ve deccal hakkında bu kadar detaylı bilgiler verilmesinin bir hikmeti, ortaya çıktıkları zaman bu kişilerin kolaylıkla tanınabilmelerine yöneliktir. Ancak yaklaşık on dört asırdır beklenmelerine ve haklarında bu kadar çok tanıtıcı bilgi olmasına rağmen, hadislerin işaretlerine göre, bu mübarek şahıslar ve deccal, ortaya çıkışlarının ilk dönemlerinde insanların büyük bir kısmı tarafından tanınamayacak ya da yanlış tanınacaklardır. Kuşkusuz Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın tanınamamasında, onlara karşı büyük bir mücadele verecek olan deccalin büyük etkisi olacaktır. Deccal, ahir zamanda Hz. İsa (as)'ın ve Hz. Mehdi (as)'ın karşısında yer alacak, inkarın insanlar arasında yayılması için mücadele edecek ve insanları kötülüğe sürükleyebilmek için her türlü yola başvuracaktır. Türlü aldatmacalar ve hilelerle kendisini insanlara farklı şekilde tanıtacak, bu nedenle negatif bir güç olduğu da hemen anlaşılamayacak ve Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) gibi o da hemen tanınamayacaktır. Bu şekilde insanların büyük bir kısmını yalanlarıyla etkisi altına alacak ve istediği şekilde yönlendirebilecektir. Hatta insanların büyük çoğunluğu, deccaliyetin telkinleriyle, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın karşısında yer alacak ve onlara karşı mücadele edeceklerdir. Bu sebeple ortaya çıkışlarının ilk yıllarında Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ı takdir edip, bu mübarek insanları destekleyenlerin sayısı da son derece az olacak, hatta onlara inanan kimselerden de zamanla yanlarından ayrılanlar olacaktır.
Kuşkusuz bu durum son derece şaşırtıcı ve düşündürücüdür. Çünkü Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as), yalnızca Allah'ın rızasına uyan, tüm insanların dünyada ve ahiretteki kurtuluşu için samimi çaba harcayan, dünyaya huzur, barış, bolluk, bereket getirecek çok hayırlı ve kıymetli insanlardır. Normal şartlarda, ahir zaman alametlerinin birbiri ardınca gerçekleştiği, bu kutlu şahısların ortaya çıkışlarının beklendiği bir dönemde yaşayan tüm Müslümanların, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın gelişini büyük bir sevinç ve şevkle bekliyor olmaları gerekir. Ortaya çıktıklarında da, yine aynı şevkle, onların üstün ahlaklarını görüp takdir edebilmeleri ve hadislerde bildirilen özelliklerinden onları tanıyabilmeleri gerekir. Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın yapacakları hayırlı faaliyetleri açıkça gören her Müslümanın bu kimselerin yanında olmayı ve onlarla birlikte hareket eden hak topluluğa destek vermeyi istemesi; onlara yardımcı olabilmek için büyük bir şevk ve heyecan içinde birbirleriyle yarışmaları gerekir. Ancak yukarıda da belirtildiği gibi, bu durumun tam tersine insanların çok büyük bir bölümü tüm bu gelişmelere şahit olacakları halde, Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ı ya tanıyamayacak ya da çeşitli sebeplerle tanıdıkları halde onlara destek olmaktan ve onların yanlarında yer almaktan kaçınacaklardır.
Hadislerdeki bu işaretler, ahir zaman şahıslarının geliş alametleri, onları diğer insanlardan ayıran özellikleri ve deccalin onlara karşı vereceği batıla dayalı mücadelesi hakkında Müslümanların doğru bilgilendirilmesinin ne kadar önemli olduğunu ortaya koymaktadır. Unutulmamalıdır ki ahir zaman insanların neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamakta zorlanacakları, din ahlakından uzaklaşılmış olunmasının büyük kargaşa ve kaosa neden olduğu bir dönemdir. Bu bilgiler, böyle bir dönemde -Allah'ın izniyle- Müslümanları iyiyi kötüyle karıştırmaktan ve doğru olanı fark edememekten koruyacaktır.
Bu bölümün amacı, Kuran ayetleri, Peygamberimiz (sav)'in hadisleri ve İslam alimlerinin açıklamaları doğrultusunda tüm Müslümanların Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as)'ın gelişi ve deccal hakkında en doğru bilgileri edinebilmelerini sağlayabilmektir. Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) ortaya çıktığında, Müslümanların bu mübarek insanları tanıyıp takdir edebilmelerine engel olabilecek tüm sebepleri açıklığa kavuşturmak, deccalin bu yönde başvurabileceği tüm hileli düzenleri deşifre etmek ve böyle tarihi bir olay karşısında Müslümanların büyük bir yanılgıya kapılmalarını önleyebilmektir. Tüm bu bilgileri gözler önüne sererek, tüm Müslümanların bu kıymetli insanların yanında yer alan, onlara en güzel desteği veren kişilerden olmalarına vesile olabilmektir.
Tekrar hatırlatmak gerekir ki, içinde bulunduğumuz dönem, yaklaşık 1400 senedir beklenen tarihi bir dönemdir. Bu nedenle bu gerçeğin şuurunda olan ve Hz. İsa (as) ve Hz. Mehdi (as) gibi mübarek şahıslar çıktığında onların yanında olma şerefine erişmek isteyen tüm Müslümanlar, bu kitapta yer alan bilgileri dikkatlice okumalı ve kendilerini doğruya uymaktan alıkoyabilecek her türlü yanlış bilgilendirme ve yönlendirmeye karşı dikkatli olmalıdırlar. Bu mübarek insanların tanınmalarını nelerin engelleyebileceğini bilmeli, onları doğru bir şekilde tanıyabilmek için tüm sebeplere sarılmalıdırlar.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder